Ana içeriğe atla

Sadece Merak, Merak Değildir!

Merhabalar, bugün sizlere merak konusunu hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Bizim için çok tanıdık bir duygu ancak çocuk eğitiminde ne gibi bir etkisi var, biraz ona baktıktan sonra belki bilimsel meraka da bakabiliriz. Kitap seçiminde beni yönlendiren şey genellikle merak duygusu oluyor. Bunun dışında sevdiğim yazarların tavsiyelerine bakmak da kitap seçiminde güzel bir yol. Mesleğe yeni başladığımda kendime güzel bir kütüphane oluşturma konusunda çok istekliydim. Bir de ilçe çalışıp orada kalınca boş vaktiniz geçekten çok. Bütün denklem sizi kitap almaya otomatik yönlendiriyor zaten. Böyle düşünerek sipariş ettiğim kitaplardan biri de Ian Leslie'nin Merak adlı kitabıydı. İnsan neden merak eder ya da merak etmek ne kadar sağlıklı, normal mi gibi birçok soru kafamı kurcalayınca bu kitabı direkt olarak satın aldım. Gerçekten de benim ne merak ettiğimi açıklayan bir kitapla karşılaştım. Kitabın içeriğinde bol bol psikoloji deneylerinden de bahsedilmesi, varılan çıkarımlar için referanslar gösterilmesi beni benden aldı. Düşünsenize o kadar çok ğsikolojik deney ve sonuçlarını öğreniyorsunuz ki, çevrenize o kadar çok hava atabiliyorsunuz. Hem de ne entellektüel bir hava! İşin şakası tabi bu. Deneylerden size kalan şey benzer ya da farklı konular hakkında sizi de düşünmeye sevk etmesi. Ben şahsen bayılırım. Öğrendiğim bir bilginin bana bir şeyin farkındalığını getirmesi ya da düşünüp konu üzerinde derinleşmemi sağlaması... Bana enterasan gelen bilgiler de uzun süreli bellekte yerini buluyor tabi.
Bu kitaplar alakalı belleğime attığım bilgilerden birini sizinle payalaşayım, izninizle; 3-4 yaşında merak döneminde olan çocukların çokça sorduğu sorulara sabırlı bir şekilde cevap verildiğinde, o çocukların ergenlik döneminin çok çalkantılı geçmediği, hırçınlıklarının, öfke patlamalarının daha az olduğu sonucuna varılmış. Kendi çocuğunuzda ya da çevrenizdeki bir çocukta bu durumu gözlemlemişsinizdir mutlaka; "Baba bu ne? Anne neden kedi ağaca çıktı? Abim neden okula gidiyor? vb.". Sorular sorular sorular... Aynı cevabın tekrar tekrar verilmesi, bitmeyen sorular. Çocuk için ilgiyi üzerinde tutmanın bir yolu olabilir. Beraber vakit geçirmenin bir yolu olabilir. Dünyayı keşfetmek için eğlenceli bir oyun olabilir. Daha çok sebep bulunabilir. Çocuğun merakının giderilmemesi çocuktan girişimciliği kırabilir. Kendini rahat ifade etmesinin yolları tıkanmış olabilir. Bilimsel merakın önü kapatılmış olabilir. Her çocuğun uzaya çıkma hayali vardır. Ve hatta anahtar kelime "hayal" olabilir. Hayalleri olan insanların daha sağlıklı olduğunu söyleyebilirim. Daha bir "kendilik değeri" gibi bir duruşu var hayalin. Size ait, sizi yansıtıyor, size özel... Çocuklarda bilimsel merakın ölmemesinin ilk şartı belki de merak duygusana sahip çıkılmasıdır. Cevaptan daha çok iyi sorular sorabilme yetisinin gelişmesidir. Efendin, kitabı merak ettinizse alıp mutlaka okuyun. Ian Leslie güçlü bir yazar. Konusuna hakim olduğu şeyleri yazıyor. Başka kitaplarını bulursanız onları da alın derim. Merakınızın, hayalinizin hiç tükenmediği bir hayat sizin olsun. Hoşçakalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Penzberg Günlüğü

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabalar. Bugün sizlere daha önceden kaleme almadığım bir türde yazı paylaşacağım; gezi notları. Ara tatilde Almanya'nın güneyine kısa bir gezi yaptım. Gezide gördüklerimi, gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım zihninizde güzel bir yolculuk olur. "İnsanlara gemi yaptırmanın yolu onlara marangozluk öğretip görev vermek değil, engin denizlerin özlemini aşılamaktır". Saint Exupery Yolculuğum Sivas'tan İstanbul'a uçak seyahtiyle başladı. Yeni yapılan İstanbul Havalimanı inanılmaz derecede büyük ve içerisi alışveriş merkezlerinin bulunduğu kocaman bir çarşı... Her milletten insanla karşılaşıyorsunuz. Değişik bir iklime sahip. İnsan seli deamlı bir yerden bir yere yürüyor. Dinlenme sayılacak bir bekleyişten sonra Münih uçağına geçtik. Bizim uçak D11 kapısındaydı. D harfinde toplam 17 kapı var. Diğer kalan harfleri de çarpıp toplarsanız kasttetiğim havalimanının büyüklüğünü tahayyül edebilirsiniz. Münih uçağından aklımda kal...

Innsbruck Günlüğü 1. Bölüm (Şehir)

Gezi yazısının ikinci kısmından merhabalar. Bu yazıda size Avusturya'nın Innsbruck şehrini anlatmak istiyorum. Inns nehri yanında bulunan şehrin, isminin ikinci kısmı köprü anlamına geliyor. Innsbruck'u beni akrabam sevgili Zekiye BALDIK gezdirdi. Yol boyu şahane sohbeti ve şehirlere ait fantastik bilgileri sayesinde çok güzel bir gezi oldu. Almanya'dan Alp Dağlarını aşınca hemen Avusturya'ya geçmiş oluyorsunuz. Büyüleyici göl manzaraları, dağ manzaraları ve tarihi birçok mekanı görme şansım oldu. Gittiğimizde hava kapalıydı. Normalde bu mevsimde haftalar süren kapalı havaya ben bir gün denk gelmiş oldum. Benim için farklı bir fırsat kapısı oldu; Swarovski müzesi ve Schloss Ambras'ı (Ambras Kalesi) gezme şansım oldu. Ki çocukluk hayalimdir müze gezmek. Beni çok büyüler. Tabi bu iki müzenin dışında şehir merkezini de turladık. Bir binanın çok ilginç bir yanı varmış, gözlerimiz büyülendi, The Golden Roof (Altın Çatı). Binanın bir kısmında bulunan çatı, saf altından ya...

Gerçekten Duygu

Uzunca bir süreden sonra merhabalar. Umarım geçen süre içinde güzel vakit geçirmişsinizdir. Bu yazıda yaşam ve gerçeklik üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. Tabi ki olmazsa olmazım duygular üzerinden bahsedeceğim. Son zamanlarda zihnimi işgal düşünce; "yaşam, gerçekliğe ulaşma, gerçekliği yaşama savaşıdır". Duyguların ve mantığın arasında gidip gelirken en fazla eğilimin mantıklı davranma, yaşama üzerine olduğunu görüyorum. Mantıktan kaideler, mantıktan planlar kuruluyor ama dışarıdan bakıldığında da her şey mantıksız görünüyor. Birçok felsefe, psikoloji ve psikiyatri ekolü algı üzerinde dönüp dolanıyor. Felsefe algıladığımız dünyanın gerçek olup olmadığıyla tartışırken, psikoloji bilimi algıları kabul edip yönetilebileceğini açıklamaya çalışıyor. Nöroloji ekolleri de algının nöral ağları üzerinde deneylerle ispat peşinde. Üç görüşü de eleştiriyor değilim. Üçünden de beslenildiğinde gayet sağlıklı bir sonuca gidilebilir. Gerçekliği algılamamızı engelleyen bir şeyler var; duy...