
Uzun ince bir kadehteyim. İçiyorum gündüz gece... Kadehtteki ben olmuşum, artık kendimi yudumluyorum. 3/4'üm sudan ibaretmiş. Geri kalanına da rakı koydum. Oldum 4-4'lük adam... Hayat sek kadehinde yudumlarken bizi yine aslolan bizim de sek içmemiz ama yine de renksiz gitmiyor meret. Kadehten bir yudum alıyorum, Müzeyyen abla "...laf anlamaz ormancı, çekmiş kafayı..." diyor. Hemen o an ormancı oluveriyorum. Laf anlamayan, yoktan bir acı getiren... Ormancı halime de kadeh kaldırıyorum. Şu meret içine alınca bizi ne de çok kılığa sokuyor. Hiç zorlanmadan paşa da oluyoruz, bey de, ormancı da... Dünya da çilingir sorfasını kurup meze yapmış bizi kafayı çekiyor. Onun da 3/4'ü sudan ibaretmiş. Biraz rakı koyuyor o da karafakiden, renkleniyor kadeh. Her yudumunda tarih, safyalarından birini daha açıyor tertemiz, bembeyaz. Mezesi biz olmuşuz dedim ya, hiç kalmamış mezesiz. Ne padişahlar, krallar, imparatorlar... Çakırkeyf dönüyor kendi çapında... 4-4'lük dünya... Karafakideki bitene kadar, devam...
3-10-2010
Yunus Emre KOÇAK
3-10-2010
Yunus Emre KOÇAK
Yorumlar
Yorum Gönder