Merhabalar, kafa kurcalayan, bakış açısı değiştiren ve derinleştikçe konunun kıyısında kalmışlık hissi veren bir konu ile karşınızdayım. ÂN. Zamanı üç boyutlu sayma kolaylığında yaşarken bu ân ve ânlar boyutu bütün kriterleri masanın üstünden sıyırıp atıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek klasörlerimiz sanki ân klasörünün içinde alt klasörler. Herkesin ânda yaşamadığını söyleyerek konuya derinlemesine giriş yapmak istiyorum. Başkalarının başka kurduğu ilişkilerle yoğruluyoruz. Karşımızdakinin hangi ânda yaşadığını bilmeden aynı zamanı paylaşıyormuşuz gibi geliyor ama tabi ki öyle değil. Bu hayatı yaşarken karşımıza çıkan üzücü olaylar karşısında etkisiz olabileceğimiz yaşlar var. Genel olarak 0-7 yaş arasında bir senaryoyu izler gibi yaşıyoruz. Anlamakta zorluk çekeceğimiz şeyleri zihnimiz bastırıp bilinçaltına yollayabilir. Kaldıramayacağımız, o ân yaşayamacağımız, sisteme ağır gelen duyguları da aynı şekilde zihin bilinçaltına süpürür. Biz onlarla yaşarken onlar bizim doğal parçamızmış g...
balık karnında yaşar âşık. derdi kendi nefsinden belâdır.