Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zaman Sadece Ân'dan mı İbaret?

Merhabalar, kafa kurcalayan, bakış açısı değiştiren ve derinleştikçe konunun kıyısında kalmışlık hissi veren bir konu ile karşınızdayım. ÂN. Zamanı üç boyutlu sayma kolaylığında yaşarken bu ân ve ânlar boyutu bütün kriterleri masanın üstünden sıyırıp atıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek klasörlerimiz sanki ân klasörünün içinde alt klasörler. Herkesin ânda yaşamadığını söyleyerek konuya derinlemesine giriş yapmak istiyorum. Başkalarının başka kurduğu ilişkilerle yoğruluyoruz. Karşımızdakinin hangi ânda yaşadığını bilmeden aynı zamanı paylaşıyormuşuz gibi geliyor ama tabi ki öyle değil. Bu hayatı yaşarken karşımıza çıkan üzücü olaylar karşısında etkisiz olabileceğimiz yaşlar var. Genel olarak 0-7 yaş arasında bir senaryoyu izler gibi yaşıyoruz. Anlamakta zorluk çekeceğimiz şeyleri zihnimiz bastırıp bilinçaltına yollayabilir. Kaldıramayacağımız, o ân yaşayamacağımız, sisteme ağır gelen duyguları da aynı şekilde zihin bilinçaltına süpürür. Biz onlarla yaşarken onlar bizim doğal parçamızmış g...

Bilmek-le Görün-mek

Güzel bir yaz akşamından herkese merhabalar. Umarım afiyettesinizdir. Efendim bendeniz de iyiyim. Birkaç kilo fazlamla derin sağlık endişeleri taşıyabiliyorum. Bu sayede daha hızlı yürüyorum korkudan. Bugün sizlere bilmeyi önemseyen kişiler hakkında bir yazı yazmak istiyorum. Yaşadığım şehir itibariyle yaptığım gözlemlere göre 45-50 yaş üzeri insanlarda genel bir "görünme" çabasının olduğunu görüyorum. Benim ortaya attığım bu cümle, gözlemlediklerimle sınırlı ve ulaşmak istediğim şey; her şeyi bilme ya da konuşma çabasının arkasında görünme çabası olabilir, peki görünme çabasının arkasında ne var? Olabilirlerle devam edip konunun etrafında dolanacağız, ki nasıl bir manzaranın etrafın yaşıyor muşuz görelim. Belirlediğim yaş kriterinin bir nedeni, bu yaş aralığında olan kişilerin kardeş sayısı çoktur. Dünya savaşından sonra azalan nüfusla birlikte ortaya çıkan insan gücü eksikliği baby boomer dediğimiz nesli ortaya çıkardı. Bu nesille birlikte dünya nüfusuna 1 milyar insan ek...

Sözlerin Ağırlığı Vücutta Kaç Kilo?

Merhabalar, umarım bir önceki yazı çok karmaşık gelmemiştir. Yazı yazdıktan sonra düzenlemek için geri dönmüyor oluşum biraz kronikleşti. Belki zihnimin duyurduğu bir şeyler vardır. Kendi hatamı aramak, anlam kaybımı bulmak hoşuma gitmeyen bir şey. Gelişmenin önünde kendilik sorunu diyebiliriz. Bu yazıda ise biraz taşıdığımız duyguların bize nekadar yük olabileceğine bakacağız. Beni tanıyanlarınız duygulara daha fazla önem verdiğimi bilir. Bu yazı da duyguların güzellemesi olacak. Vücudun kendi sağlığını korumak gibi yetisi varken bunu her zaman da başaramadığına şahit oluruz. O ân için aşırı gelen bir üzüntü duygusunu zihin, daha sonra yaşamak üzere bastırabilir. Burada biraz kar-zarar kıyası yapar. Her seçim aslında bir şeyden vazgeçmektir yasasına göre de hareket ederek bir duygunun yaşanmasını da engelemiş olur. Terapi ortamında işte bu duyguların ameliyatı yapılır. Yara açılır, temizlenir ve kapatılır, hasta iyileşme sürecine geçer. Sosyal çevremizde "insan derdini anlatarak...

Belki'ler En Çok Akşam Vakti Düşer Denize

Merhabalar, spontane gelen bir yazı ile karşınızdayım. Son yazıda aşk üzerine yazınca insan bir romantikleşiyor. Duygular eskiye kaçıp deniz gibi kabarıp dalga dalga gelip gidiyor. Zihnimde bir araya gelen kelimelerle, bir aşk güzellemesi yazmak istedim. Belki'ler en çok akşam vakti düşer denize. Kimisi yakamoz kadar büyüleyici manzara gibi karşımıza çıkar, kimisi de denizin karanlığında dibe çöker. Ancak herkes bilir ki o "belki" oradadır. Aşkın katlarından mıdır nedir bir belki, ümit kapısı olur. Ümit etmek, aşığın yemeği. Bir "ben vardı gizlide, şimdi karşıda var mı diye ümit eder insan. Kabul görmek, sevilip sayılmak ister. O yüzden kimi aşığın eli ayağı bacakları titrer, kimisinin de kelimleri, cümleleri... Bir cennet ışığıdır o, sevilip sayılmak. O ışık hüzmesinin ötesinde gözler bir dem yanar sonra sonra alışır aydınlığa. Tek rengi olan alışkanlık tekerrüre girer ancak aşk bin bir renktir oysa. Her ânın başbaşka ve sonsuz gelmesi bundandır belki de. En çok d...

Aşk Üzerine...

Merhabalar, bu yazıda biraz can acıtan, hayata küstüren, varoluşumuzu sorgulatan bir konudan bahsedeceğim. Yaşadığımız ilişkilerde ya karşılığımız yoksa, bu hisse biraz odaklanalım istiyorum. Aşk bir yanılsama gibi kıymızda köşemizde dolanırken, bir ân karşımıza çıkan kişiyle kalbimiz başka bir hızda çarpmaya başlar. Dünyanın bütün rengi kontrastı artırılmış gibi heyecan katar insana. "İşte yaşamak bu olsa gerek" deriz. Uykusuzlukların en tatlı sebebini bulmuş, zorlukları bardaktan su içer gibi gönüllü ve zahmetsiz üzerimize almışızdır. Geçmiş ve gelecekten ziyade, ândır işte her şeyin üstünde olan. Doğanın her bir hareketin anlam çıkarma telaşı tatlı tatlı terletir insanı. "İşte yaşamak bu olsa gerek" deriz ki bundan önce uyandığımız sabahlarda gün aymamış, akşamlar iyiden ziyade eh işte kıvamında gezinmiş. Aşk bir yanılmasama mıdır diye de olana bitene inanamaz hale gelmişizdir. En hayretsiz günler artık sıradan şeylerin başkalaşım geçirdiği bir hal almıştır. İnsa...

Her Seçim "Kendini" Duyurur

Sıcak bir Ağustos gününden sizlere merhabalar. Bugün seçimlerimiz hakkında bir iki şey yazmak istiyorum. Seçimlerimiz önemli mi, mantıklı mı duygusal mı temelli, kendilik değeri için ne gibi bir etkisi var bir onlara bakalım diyorum. Seçimler denince hemen aklımıza demokrasinin gereği olan genel seçimler gelebilir ancak ben bu yazıda her gün içinde bulunduğumuz ve bizi derinden etkileyen seçimlerimizden bahsedeceğim. Ben küçük ölçekli bir şehirde yaşıyorum ve bu herkesin birbirini tanır oluşunun bazı dezavantajları var. Mesela, “özel alan” kavramının mütecaviz davranışlarla kısıtlanması. Herkesin birbirinin özelini biliyor oluşu, farklılığı tehdit olarak algılaması neden sonuç ilişkinin ortaya çıkardığı bir durum. Bir gencin üniversite tercihine bakıldığında kendisinin dışında herkesin fikrinin alındığı görülebilir. Bu önemli seçim, öğrenciye bırakılmayacak kadar değerlidir. Oysa ki bu gerçeği yaşayacak, hikayesinin önemli bir kısmına ekleyecek olan kişi öğrencinin kendisidir. Kendis...
"Kuşlarda, harika tüyler bir kusuru kapatır. Bu türler şarkı söyleme yeteneğinden yoksundur. Her zaman istisnalar olsa da, erkeğin şakır şakır süslendiği türlerin çoğundan olsa olsa acınası bir ses çıkar. Halbuki ötüş, üreme sürecinde önemli bir kozdur. Tersine, en iyi "şarkıcılar" çoğunlukla kılık kıyafetleri en mütevazı olanlardır: bülbül baştan aşağı kahverengilere bürünmüştür, karatavuk siyah, müzisyen ardıçkuşunda taş çatlasa birkaç küçük bej leke vardır. Kısacası, virtüözler en gösterişsiz olanlardır. Evrim, kuşlara pek bir seçenek tanımamış gibidir: ya tüy ya ötüş." Kuşların Felsefesi - Philippe J. Dubois, Elise Rousseau. Seneler önce okuduğum bir kitaptan alıntı ile yazıma başlamak istiyorum. Bir önceki yazıda merak duygusunun alametifarikasından bahsetmiştim. Kuşların Felsefesi kitabını arayıp bulmam, merak etmem üzerine birkaç şey yazayım. Efendim yine çok çok seneler önce Bahçenin Felsefesi diye bir kitap okumuştum. Bahçe olgusu üzerine doğa ile i...

Sadece Merak, Merak Değildir!

Merhabalar, bugün sizlere merak konusunu hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Bizim için çok tanıdık bir duygu ancak çocuk eğitiminde ne gibi bir etkisi var, biraz ona baktıktan sonra belki bilimsel meraka da bakabiliriz. Kitap seçiminde beni yönlendiren şey genellikle merak duygusu oluyor. Bunun dışında sevdiğim yazarların tavsiyelerine bakmak da kitap seçiminde güzel bir yol. Mesleğe yeni başladığımda kendime güzel bir kütüphane oluşturma konusunda çok istekliydim. Bir de ilçe çalışıp orada kalınca boş vaktiniz geçekten çok. Bütün denklem sizi kitap almaya otomatik yönlendiriyor zaten. Böyle düşünerek sipariş ettiğim kitaplardan biri de Ian Leslie'nin Merak adlı kitabıydı. İnsan neden merak eder ya da merak etmek ne kadar sağlıklı, normal mi gibi birçok soru kafamı kurcalayınca bu kitabı direkt olarak satın aldım. Gerçekten de benim ne merak ettiğimi açıklayan bir kitapla karşılaştım. Kitabın içeriğinde bol bol psikoloji deneylerinden de bahsedilmesi, varılan çıkarımlar için re...