İnsan, hatasını sevmez. Geçmişte yaptığım hatalardan dolayı kendimi pek sevmem. Bir yanım hep nedamet taşır. Keşke şöyle yapsaydım... Onun yerine şöyle deseydim... Falan filan. Beynime nedamet taşıtan taraf mükemmellik diye çıldıran taraf sanırım. Her şey kusursuz, net ve tam ayarında yapılmalı. Geçmişi düşündükçe acı veren, beynimi ekşiten anılar genellikle ikili ilişkilerdeki yaşantılar. Bazen susamış gibi sadece kitap okumak isteyişim sanırım bu yüzden. İkili ilişkilerde özellikle sevdiklerimle kurduğum bağlarda yaptığım münferit hatalar en çok canımı sıkan. En başta öyle bir dökülürüm ki karşıdaki konuşmaya fırsat bulmadan dinlemeye başlar. Ben hep sihirli "normal"lerden bahsederim. Neye nasıl tepki verdiğimden tutun da neyin nasıl olması gerektiğinden konuşurum hep. Okuduğum, duyduğum, beni büyüleyen ne varsa onunla karşıdakini büyülemeye çalışırım. Büyülenirler mi bilmem ama sonuçta dinlerken çok da sıkılmazlar. "Çok" da sıkılmazlar diyorum çünkü bazen sıkıldı...
balık karnında yaşar âşık. derdi kendi nefsinden belâdır.