Dolambaçlı ilişkilerin, gardı doğuştan alınmış iletişimin çevrelediği sosyal bir düzende yaşıyoruz artık. Herhangi bir kişinin size söylediği iltifat ya da tam tersi hakaretin sebebini bilmeniz şart. Zaten bu büyümenin, olgunlaşmanın işaretlerinden biri. Kastedilenin arkasına saklanmış gerçeği bulmak... Güney Amerika kızılderililerinin Toltek Bilgeliği adını verdikleri bir öğreti bütünü var. Bu öğretinin içinde 4 anlaşmadan bahsedilir (5. anlaşma da yazılmıştır.). Bu 4 anlaşmadan biri, dört öğretiden biri, kişiselleştirme! öğretisidir. Karşına çıkacak birisi sana öfkeli, kızgın ya da tam tersi ilgili, iltifat eden biri olarak yaklaşabilir. Öğretiye göre, bu duyguların nedeni sen olmayabilirsin, bu yüzden kızgınlığı üstünden at, iltifata şüpheyle yaklaş; yani kendin için duyguyu kişiselleştirme. Şu birbirimizi anlamadığımız ama herkesten anlayış beklediğimiz hayatta aslında çok zor bir yeti, kişiselleştirmemek. Günlük stres yanımızda taşıdığımız bir şey haline geldiği için bu girift düzenden uzaklaşıp geniş açıdan bakmak zor. Zaten gün içerisinde bu bir defa yapmıyoruz. Her karşımıza çıkan şansını deniyor.
İnsanların içindeki güç savaşı son günlerde zihnimi kurcalıyor. Kadın erkekte, erkek kadında güç denemesi yapıyor. Bana sorsalar bütün tartışmaların birçoğunun nedeni; güç. Elde tutulması zor. Dengede tutulması zor. Fazlası zehirleyen, azı da kahreden bir şey. Kendi halinde yaşayan insanların birçoğu güç denemesini çok fazla yapmıyor. Bu insanların kendilerini tanımaya çalıştıklarını da farkettim. Ancak hayatı olduğu gibi yaşayan, içinde anlamlandıramadığı duyguları yaşayan, kendini tanımaktan kaçan insanların birçoğu güç denemelerini hayatta varolduklarını ispatlayan bir şey olarak gördüklerini söyleyebilirim. Anne, çocukları koz olarak, baba maaşı koz olarak, idareci elindeki yetkiyi koz olarak kullanıyor. Çocuklar bile yaramazlıklarını bir güç unsuruna çevirmeye çabalıyor. Ama bu kadar güç zehirlemez mi? Peki, bunun sınırını kim koyacak?
Yorumlar
Yorum Gönder