
Mazinin insanı ne kadar da edepliymiş. Eşeledikçe geçmişi hatırıma geliyor. Şimdilerde "moda" olan bir adetten bahsedeceğim: bir mekana girilirken kadına öncelik verilmeli. Anormal bir şey yok gibi görünüyor değil mi? Oysa ki ne kadar çok geleneklerimizi unuttuğumuz kanıtı. Eskiden kadınlar edepten kocalarının önünden yürümez, arkasından gelirdi. Hani hep derler; "Her başarılı erkeğin ardında mutlaka bir kadın vardır" diye. Galiba, düşündükçe sebebinin bu olduğu farz edilebilir. Bizim kadınlarımıza kim neden demişse bu iş sizi küçültüyor diye, kadınlarımız da başkaldırmışlar. Geleneğin çürümesinin sebebi, biraz daha kadınların iş hayatına atılmaları için başkaldırmalarının sağlanması. Bu nasıl da bu kadar büyüyor, abartıyorsun diyebilirsiniz. Lakin büyük değişimlerin hepsi küçük adımlarla başlar hep. Elbet de bütün sebebinin bu olduğu söylenemez. Şimdilerde evlenme çağında olan güruh bunalımda. "Evlenme çağı" diye bir çağ ortadan kalktı mesela. Bunun yerine koyacakları alternatif bir şey de yok. Yani hazırlıksız bir işe kalkıştılar ki, o da "modernleşmek!". Modern olabilmeniz için kadına öncelik tanımalı ve dünyanın merkezi oymuş ve onu korumak size kalmış gibi etrafında pervane olmanız gerekmekte. Eğer bunları sağlamıyorsanız çeşitli sıfatlara-hakaretlere maruz kalabilirsiniz. Dikkat ettiyseniz kadının herhangi bir şey vadetmesine gerek yok. Efendilik olsun, ağırbaşlılık olsun, iş bilirlik olsun, vs. Sadece istemek üzerine bir alış, ama vermeyiş. Bu yüzden sevenin hali zor. Belki daha sonraki evrelerde değişimler olabiliyor ama çağın sevgi anlayışı mânâdan uzaklaşmaya başlıyor denebilir. Evet, şimdi kadın illa ki arkanızdan yürüyecek diye bir şey yok. Yanınızda da yürüyebilir sonuçta. Derdimiz sadece mânâlardan uzaklaşmamak.
Hoş vakit üzere...
Yorumlar
Yorum Gönder