Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Deniz Verir Deniz Alır

Hatrı sayılır bir aradan sonra tekrar merhabalar. Umarım pandeminin psikolojik yükü biraz hafiflemiş, yaşantınızı normalleştirebilmişsinizdir. Bugün sizle duygunun zaman içerisinde nasıl bir pozisyon aldığıyla ilgili sohbet etmek istiyorum. Yazan kişi olarak bir konuyu bir metafor üzerinden nakletmeyi düşüyorum. Önceki yazılarda belirttiğim gibi konu üzerinde tefekkür etmek niyetindeyim. Fikir teatisi penceresinden bakarsanız sevinirim. Üniversiteyi okuduğum Samsun şehrinde belediyenin denizi doldurarak park alanları açtığını görmüştüm. Samsun’da yaşayan beyefendilerden biri sahilin doldurulan kısmında denizin karayı çekmediği ancak sahilin uzak bir tarafından çektiğini söylemişti. Bu durum bende bir metafor olabilir mi sorusunu uyandırdı. “Kara pedagoji” ile ilgili ufak ufak bilgileri bir önceki yazılarda paylaşmıştım. Kara pedagojide çocuğa dayak atmak normal, hatta olması gereken bir şeydir ve çocuğun yediği dayağı büyüdüğünde unutacağına dair yanlış bir inanç vardır. Ancak psikodr...

Özgürlüğün Prangası

Her şey zıddıyla mâ’ruftur sözünü duymuşsunuzdur. Yani her şey zıddıyla yaşar, kaim olur, birbirini var eder. İyilik kötülükle, günah sevapla, varlık yoklukla anlam kazanır. Özgürlüğün tanımını yaparken başıboş serbestlikle özdeş tuttuğumuz için anlamdaki daralma bizim günlük dilimize yansımış ve olumsuz bir anlamda kullanır hale gelmişiz. Özgürlük üzerine sohbetler yapmış olan Jiddu Krishnamurti özgürlüğün tanımını daha yere basan bir hale getirmiştir. Özgürlük içinde disiplini, sevgiyi, kişinin dünyayı algılamasında farkındalığı barındıran bir olgudur. Özgürlük için insanın içinde sevginin olması gerekliliğini ifade eden birinin bu tanımı dikkat vermeye değer diye düşünüyorum. Özellikle “tanımlama” konusunda Jiddu Krishnamurtinin insanın farkındalığını artıran bir tarafı olduğunu ifade etmeliyim. Sohbetlerinde açılışı “konuşan düşünmekten ve öğrenmekten ayrı düşünülemez, konuyu anlamaya çalışmalıyız” minvalindeki sözlerle yapan birisinin sohbeti pek kıymetlidir. Özellikle ABD gibi ül...

Özdeğerlendirme Yapmayan Eleştiriye Hazır Olsun

Günlük olarak yaşadığımız ama pek de gözümüze dişimize, takılmayan bir konuyu yazmak istiyorum. Özdeğerlendirme-kişinin kendini bilmesi ve tepkisel ironilere karşı eleştiri arasında bir ilişki kuracağım. Umarım yazan kişi olarak bunu başarabilirim. Mevsimin dönmeye başladığı, biraz biraz uykuların ağırlaştığı Eylül ayından hepinize merhaba! İçimizdeki şairi manzaralara meftun edecek günler pencerelerimize ilişti. Bundan sonra mevsim kışa döndükçe daha da bir şair, hikayeci, masalcı olacağız. Ne büyük bir güzellik. Evet, yavaştan konumuza giriş yapayım. Kişinin olgunlaşma serüveninde kendi kendini değerlendirebilme yetisinin gelişmiş olması gerekir. Hatta bunu çocukluk döneminde yapmaya başlarsa yeti sağlam temel üzerine oturmuş olur. Siyah pedagoji mağduru kişiler için bu yeti, hem çok zor hem tecrübe edilmemiş bir şey olabilir diye düşünüyorum. Çünkü siyah pedagojinin bilince ulaşmamış ilkeleri arasında ebeveynler, Olympos Tanrı’ları gibi iyiyi doğruyu ayırt edebilenlerdir. Yani çoc...