Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hüznün Huylanışı; Şifalanan Gezegen

Merhabalar. Kışı sevenlerin sevmeyenlerin, kar yağsa virüsler kırılacak, nerde o eski kışlar diyerek tekrar yaşanmak istenmese de özlenilen günlerin konuşulduğu aylara geldik sanırım. Geçmişi özleyen yanımızla, onu tekrardan yaşamak isteyen yanımız beynimizin çok da komşu olmayan farklı yerlerinde ikamet ediyor sanırım. Şu günü, ân'ı yaşamayı pek istemiyoruz sanki. Bugün "hüznün huylanışı"na devam yazı niteliğinde bir konuyu yazmak istedim; anlayışsız duvarlar. Yine biraz kelime oyunu yapmayı istiyorum ve zihnime hücum eden bir metaforu da hemencecik yazıya dökmeyi planlıyorum. Her insan kendinde bir dünyadır derler. Bazen bu dünyaların birbirine kaç ışık yolu uzaklıkta olduğunu düşünür, kendi zihnimde atıp tutmalı bir oyun oynarım. Birinin söylediğinin diğerinin atmosferine girmesi, işitilmesi, anlaşılması ve karşı cevabın gönderilmesi günler alabiliyor. Dışarıdan görünen öfke, sanki sözün atmosfere temasıyla oluşan sürtünmenin ateşi gibi görünür gözüme. Her insanın çek...

Hüznün Huylanışı; Avaz

Merhabalar. 2024 yılının ilk yazısını paylaşmak istiyorum sizlerle. Konuyu hüznün huylanışı yazılarının devamı ya da başka bir bölümü olarak düşünebilirsiniz. Biraz kelime oynu yaparak, metafor kullanarak yazmak niyetindeyim. İlk seslerle başladı hikayemiz. Herkes kavuni bir rengin içinde bilir ama karanlığın içinde işitilir ilk sesler. Bana dışarıdan geldi. Merak ettikçe kımıldadım, kulak kabarttım. Gök gürlemesi gibi gelene ağlamadım. Çünkü karanlıkta ağlamayı bilmiyordum. Ne zaman ki ışığa hücum ettim, o zaman öğrendim avazımın boyumdan büyük olduğunu. Kendi sesimden de korktum. Korktukça ağladım. Ta ki tanıdığım sevdiğim kokuyu bulana kadar. Ben sesleri hecelere, heceleri kelimelere, kelimeleri de cümlelere devşirene kadar epey bir takla attım. Eminim siz de bab'ladınız, guk'ladınız. Konuştukça, daha doğrusu dillendikçe, büyüklerin hayretine ne cüretler gösterdim ki sormayın. Büyümüş de küçülmüş oldum. Büyümek ne hoş görünürdü gözüme. Düşünsenize bir büyüğün cebindeki para...