Yar melalimi sormazmış... Hoş, bu da hoş... Ne olursa olsun bundan sonrasına "Eyvallah!" deyip geçeceğiz biz de. Hani başında demiştik ya, ne zaman zikretsek o kelimeyi başımız "bela"ya girdi. Bizdeki hesap yanlış. İstersen aşk ile belayı... Lakin bıraktık düşünmeyi. Düşünmek çekiyor tuzağa zira. İsyana bile götürür insanı. Mantık ne kadar iyi geliyorsa mânâdan da uzaklaştığımız aşikar. Aslına bakılırsa, haznemize uygun od yakılmış ve gerisin geri bakıldığında da imtihanı veremediğimiz ayan olmuştur. Ne utanç vesilesi... Sevmesini öğrendik mi yoksa gittikçe uzaklaştık mı beli değil. Onu da mı zaman gösterir bilinmez. Lakin bir şey ortada ki gün geçtikçe sevmelere bir hal oluyor. "Eskiden böyle değildi." der olduk yaşlılar gibi. Oysa çok da zaman geçmedi ki. Bilmediğimiz ne çok şey var. Ve de öğrenmeye gayret etmeyen nefsimiz. İlmi öğrenmek için uğraşmıyor sanki futbol maçında dakikalara oynuyor gibi zamanı boş geçirmeye dair ne varsa onla meşgul oluyoruz....
balık karnında yaşar âşık. derdi kendi nefsinden belâdır.