Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Huylanışın Hüznü

Bir huylanışın hüznüyle bölünde gecelerim. Uykusuzluk tuttu elimden, saatin bilinmezliklerine götürdü. Dakikaları akıp gitsin diye bekledim ama gözlerime inen ağrıdan da yoruldum. Bir hayalet süzüldü odaya. Çekti kopardı beni gerçeklerin dünyasından. Uykuyla uyanıklık arasına, o tarifi edilmeyen sarhoşluğun içine bıraktı. Elimde, dilimde derman yokken avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum ama nafile. Bu tembelliğin, uyuşukluğun bedeli nedir bilmem. Bildiğim ve istediğim şey gerçeğe ulaşmak arzusu... Ayağa kalkmak istiyorum ama bir şey omuzlarıma çöküyor. Anlaşılan bana bu girdaptan çıkış yok diyorum kendi kendime.

Bir Hüznün Huylanışı...

Bir hüznün huylanışına galip geldi şiir. Mürekkep mürekkep damladı kağıda . Katrelerle deryalar aştı maşuk. Bir göz, bir kaş, bir dudak kafi geldi... Şiirle doğdu, şiirle coştu... Derler ki her insanın sevdiği alnında yazılıdır. Maşuğun alnında da işte o kalem kaşlı, zifir saçlı, zeytin gözlü, bakışıyla dağları eriten dilberin ismi yazılıydı. Maşuk doğdu ve ağladı. Daha şimdiden ayrı kalmaya dayanamadı. Öylesine ağladı ki bir an susmayacağına kanaat getirdi oradakiler. Bir hüznün şahlanışıydı. Mutluluğu köy köy, kasaba kasaba, ülke ülke aratan bir şahlanış... Mutluluk... İşte o alındaki ismin gözlerinde, ellerinde, dudaklarında gizli olan, mutluluk. Maşuk beşerdi ve şaştı dünyanın haline. Bunca ayrılığın üstüne bunca dert, kasavet... Aradı, aradı... Her sokak başında, her yüzde, tanıdık olanı aradı. Güneşin doğuşunda, batışında tepelerdeydi hep. Geceleri buğulanan pencereleri kolunun tersiyle silip ayı gözledi hep. Hiç yoktan ortak bir payda aradı durdu. İşte öyle gecelerde şahladı bey...

Sakileşen Yıllar

Sakileşen yıllara haki libaslar büründü. Ezelden varolan yine var ancak yolacak olan vücut buldu. Deruni ney üflendi ruhumuza. Fırtınaları koparan ahval-i beşerimiz sütliman oldu. Sakin bir üyesi olduk dünyanın. Bunların yanısıra gözlemeyi bırakmadık. Deryalar içinde katreyiz hala. Anlaşımız, uğraşımız ayandır. İnsanoğlunu anlamaya çalışırım, ben dahil. Şu dünyada kayda değer birşeyler yapmaya çalışırım. Bir adım atarım, dünya döner. Dünya döner, ben adım atarım.